top of page

'“ol!” dedi ve oluverdi' (Al-i Imran 3:59)

  • kesfetmekursu
  • 18 Tem
  • 7 dakikada okunur
God's finger touches human's finger
Allah 'ol!' dedi ve oluverdi

Kuran'da İsa'nın tasvirinin ağırlıklı olumlu mu yoksa ağırlıklı olarak düzetlici ve uyarıcı mı olduğu sorusunu yanıtlamak için Al-i İmran 3:59'a baktık. İslami yorum bu ayette Hristiyanların Kristolojik iddialarına karşı bir uyarı mesajı görür: İsa Adem'den daha üstün değildir, dolayısıyla kesinlikle tanrısal değildir. Bu sonuç, iki peygamberin karşılaştırılmasının doğumlarıyla ilgili olduğu varsayımına dayanmaktadır: Adem, yeryüzüne indirilişinden önce "Allah katında" ve meleklerin önünde yaratılmıştır; İsa ise bu dünyada bir melek tarafından önceden bildirildiği üzere Bakire Meryem'den gebe kalmıştır. Adem ve İsa İncil'de karşılaştırıldığında, İsa her durumda Adem'den çok daha üstün olarak tasvir edilir: a) Adem Şeytan'ın kendisini baştan çıkarmasına izin verir, ancak İsa günaha karşı direnir; b) hem Adem hem de İsa tüm insanlığın temsilcileridirler; c) ancak iki farklı yaratılış düzeninde: Adem birinci, İsa ise ikinci yaratılış düzeninde; d) Adem günahkâr, itaatsiz insanı temsil ederken İsa, sarsılmaz itaati için tüm evrendeki en yüksek konumla ödüllendirilir. Ölüme kadar varan itaati sayesinde insanlığın diriliş yaratılışında Allah'a geri dönmesini sağlar. İsa, Âdem'in insanlık için neden olduğu sorunun çözümü ve ikinci yaratılış düzeninin ilk doğanıdır. Yani özetle İncil'de bu iki peygamberin karşılaştırılması İsa'nın yeryüzündeki doğuşuyla ilgili değil, yeryüzünden çağrıldıktan sonraki diriliş varlığıyla ilgilidir.

Al-i İmran 3:59 bağlamında iki peygamberin sıralandırılmasındaki büyük fark, ikisinin farklı yaratılış düzenlerinde karşılaştırılmasına dayanmaktadır. İncil'de Adem, cennetten yeryüzüne indirilen insanın temsilcisi olarak görülür, Allah'a dönüşünden önceki insanın. İsa ise, insanlığın Allah'a dönüşünden sonraki halinin temsilcisi olarak anlaşılmaktadır (bkz. 1. Korintliler 15:20-24). Kuran'da ise, müfessirlere göre, Adem'in yeryüzüne inmeden önceki yaratılışı, İsa'nın Allah'a dönüşünden önceki doğuşuyla kıyaslanır.

Ancak Al-i İmran 3:59'u daha yakından incelediğimizde fark ederiz ki, ayet açıkça Adem'in yeryüzüne indirilme emrinden önce Allah'ın huzurunda yaratılmasından söz eder, fakat İsa söz konusu olduğunda yaşamının hangi evresine atıfta bulunduğu sorusu hemen kesin olarak yanıtlanamayacaktır: ‘Allah katında [yanında] İsa'nın durumu, kendisini topraktan yaratıp sonra O'na “Ol!” [kun] dediği zaman olan [fe-yekûn(u)] Adem'in durumu gibidir.' (Şaban Piriş Meali). Dolayısıyla bu blogda ele almak istediğimiz soru şudur: Al-i İmran 3:59'da İsa'nın yaşamının hangi aşaması Adem'in yaratılışıyla karşılaştırılmaktadır?


a) 'kun' ve 'fe-yekûn(u)'

Baby Jesus in Mary's arms
Meryem'in kollarında bebek İsa

Daha önce de belirtildiği gibi, Müslüman tefsircileri Âdem ile İsa arasındaki karşılaştırmanın İsa'nın doğumuyla ilgili olduğu sonucuna götüren, 59. ayetin sonunda bulunan ʻ'ol'! (kun), işte oluverdi (fe-yekûn(u))ʼ sözcükleriydi. Melek, İsa'ya gebe kaldığını annesi Meryem'e bildirirken de aynı kelimeleri kullanır: ‘… Allah buyurdu: “İşte öyle, Allah dilediğini yaratır, bir işin olmasını istedi mi ona sadece ‘ol!’ [kun] der, o da oluverir [feyekûn(u)].' (Al-i İmran 3:47; ayrıca bkz. Meryem 19:35). Adem'in yaratılışı (Al-i İmran 3:59) ve İsa'nın doğumu (3:47) için aynı kelimeler kullanılmış olmasına dayanarak Al-i İmran 3:59'un bu iki durumu karşılaştırdığı sonucuna varılmıştır.


Ancak, Allah'ın bu şekilde 'davranma tarzı', sadece bir dünyevi insanın ilk yaratılışıyla sınırlı değildir (bkz. Adem ve İsa'nın doğumu). Allah'ın "ol!" (kun) emri ile "oluverir" (fe-yekûn(u)) sonucu, Kuran'da sekiz farklı yerde geçmektedir (Bakara 2:117; Al-i İmran 3:47 ve 59; Enam 6:73; Nahl 16:40; Meryem 19:35; Yasin 36:82 und Mümin 40:68):

(i) Bir defa Adem'in yaratılışına ilişkin kullanılır bu sözcükler (Al-i İmran 3:59).

(ii) Üç kez İsa'nın dünyevi doğumuyla ilgilidir (Bakara 2:117; Al-i İmran 3:47 ve Meryem 19:35), bunlardan bir defasında Meryem'in yaklaşan mucizeyi anlayamayışını (Al-i İmran 3:47) ve diğer iki defasında İsa'nın Allah'ın fiziksel oğlu olabileceğine dair yanlış fikri adres eder (Bakara 2:117; Meryem 19:35). Bu örneklerin hiçbirinde Adem'in ilk yaratılışıyla bir karşılaştırma yapılmaz, bundan ziyade Allah'ın yaratan gücüyle istediğini yapması konusu ele alınır. Bununla birlikte Allah'ın doğa yasalarıyla sınırlı olmadığı ve bu nedenle olağanüstü gebe kalışın kesinlikle Allah ile Meryem arasında bir cinsel ilişkiye dayanmadığı vurgulanır. (iii) Geri kalan dört ayette ise insanların mahşerde yeniden diriltileceğinden bahsedilir (Enam 6:73; Nahl 16:40; Yasin 36:82 ve Mümin 40:68). Bu ayetlerin üçünde ilk yaratılışla doğrudan bir karşılaştırma yapılır (Enam 6:73; Yasin 36:81-83; Mümin 40:67-68). Çürümüş insanın ölümden yeni bir yaşama dirileceğinde dair kuşku duyanlara ilk yaratılış örneği gösterilir. Allah evreni ve insanı nasıl ilk kez yarattıysa, diriliş gününde de onları ikinci kez yaratacaktır: Oldukça basit bir şekilde, sadece "Ol!" emriyle.


Bu genel bakışın da gösterdiği gibi, ʻol!ʼ (kun) ile ʻoluverdiʼ (fe-yekûn(u))ʼ sözcükleri illaki Meryem'in İsa'ya gebe kalmasına ve İsa'nın doğumuna (ileride ʼG-Dʼ olarak kısaltılacaktır) atıfta bulunmak zorunda değildir. Al-i İmran 3:59'da İsa'nın Allah'ın huzurundaki durumu ile Adem'in yaratılışı arasında yapılan karşılaştırmayı doğru yorumlayabilmek için yukarıda bahsedilen kategorilerden hangilerinin burada geçerli olduğunu netleştirmemiz gerekir: Burada bahsedilen durum sadece bir başka yaratılış olayı mı (i), ve bunun amacı da İsa'ya Allah'ın fiziksel oğlu gözüyle bakmama uyarısı mı (ii) – ki bu yaygın Müslüman yorumuna göre öyledir -, yoksa insanın Allah'a dönmesi sırasındaki dirilişi anlamında bir 'yeni yaratılış' olayı mı (iii) – yani Adem ve İsa arasında bir karşılaştırma söz konusu olduğunda İncil'de ele alındığı gibi mi?

(i) ve (ii) noktalarını ilk olarak destekleyen ʻ'ol!' (kun), ve oluverdi (fe-yekûn(u))ʼ sözcüklerinin kullanımıdır, ki bu kelimeler Kur'an'da başka üç yerde daha Hristiyanların İsa anlayışını eleştirirken kullanılmıştır (Bakara 2:117; Al-i İmran 3:47; Meryem 19:35). Nokta (iii)'ü destekleyense Âdem'in 'ʻol! (kun), ve oluverdi (fe-yekûn(u))ʼ kelimeleri bağlamında bahsi geçmesidir. Başka hiçbir Kur'an pasajında ilk yaratılış İsa'nın 'G-D'si ile karşılaştırılmamaktadır. Buna karşın ilk yaratılış - yani Adem'in yaratılışı - ikinci bir yaratılış (yeniden diriliş) düzeninin olasılığı için bir argüman olarak farklı ayetlerde kullanılmaktadır.

İsa'nın 'ʻol!' (kun), ve oluverdi (fe-yekûn(u))ʼ kelimeleriyle bağlantılı olarak bahsi geçmesi (i) ve (ii) şıklarının lehine konuşurken, bu bağlamda Âdem'in bahsi geçmesi, (iii) şıkkının lehine konuşmaktadır. Bu ayette hangi seçenek kastedilmiştir?


İlk olarak, ʻol! (kun), ve oluverdi (fe-yekûn(u))ʼ kelimelerinin Al-i İmran 3:59'da doğrudan İsa'ya değil, Âdem'e atıfta bulunduğunu belirtmek gerekir. Ayet İsa'nın sadece belli bir halini Âdem'in gerçek yaratılışı ile karşılaştırmaktadır. Sadece İsaʼnın ʼG-Dʼsinde aynı - 'ol!, ve oluverdi' – kelimelerinin kullanılmış olması durumu, onun ʼG-Dʼsini Âdemʼin yaratılış eylemiyle karşılaştırmak için yeterli değildir. Yani biz İsa'nın hayatında ille de ʻol! (kun), ve oluverdi (fe-yekûn(u))ʼ kelimelerinin açıkça geçtiği bir olay aramıyoruz, bundan ziyade İsa'nın, Âdem'in yaratılışındaki durumuyla karşılaştırılabilecek bir durumuyla ilgileniyoruz. Kuran'da hem Âdem'in yaratılışında1 hem de İsa'nın ana rahmine düşüşünde2 Allah'ın kendi Ruh'unu maddeye üflemesiyle ilgili geçen benzer ifade, bu iki peygamberin yaratılışlarından sonraki benzer durumlarına işaret ediyor olabilir. Bu iki insanın yaratılışı, Allah'ın kendi Ruh'unun bu şekilde üflenmesi nedeniyle tüm insanlığın yaratılışından farklıdır. Bu gerçeği daha sonra daha ayrıntılı bir şekilde incelememiz gerekecek. Ama ilk olarak, bu Ruh'un üflenmesinin derhal sonucunun Adem ve İsa'da oldukça farklı etkiler gösterdiğini fark ederiz. Öyle görünüyor ki, Allah'ın emir sözleri ve Ruh'unun maddeye üflenmesiyle birlikte İsa'nın doğumu ile Adem'in yaratılışı arasındaki benzerlik de sona ermektedir:

-  İsa ʻtopraktanʼ yaratılmadı, annesinin rahminde ʻnormal bir şekildeʼ büyüdü;  - Adem'in ne annesi ne de babası vardı, İsa en azından annesi Meryem'den doğdu;

- Adem tüm insanların atası oldu, İsa ise evli değildi ve çocuğu, dolayısıyla soyu da yoktu;

- Adem Allah'ın temsilcisi ('Halif'; Bakara 2:30) olarak yaratıldı, İsa ise ʻİsrailoğulları'na örnek kıldığımız', yani ilahi bir görevle yükümlü ʻAllah'ın kuluʼydu (Zuhruf 43:59 3);

- Allah Adem aracılığıyla meleklerin bilmediği 'bütün varlıkların isimlerini' öğretir (Bakara 2:31-33; Diyanet İşleri Meali (Yeni)); Allah İsa'ya 'Kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i' öğretir (Al-i İmran 3:48), ancak İsa 'hem beşikte iken hem de yetişkin halinde insanlarlaʼ (Al-i İmran 3:46) konuşmasına rağmen, mesajı sadece birkaç kişi tarafından kabul edilir (Al-i İmran 3:52). Mucizeleri bile yalnızca havarilerinde iman uyandırır (Maide 5:110; Al-i İmran 3:52). Melekler İsa tarafından öğretim almazlar;

- Melekler ve İblis Adem'e itaatle secde etmek zorundadır (Hicr 15:28-29; Sad 38:72). İsa ise yeryüzündeki yaşamı sırasında kendi yurttaşları tarafından bile reddedilir ve onlar onu hatta öldürmeyi planlarlar (Al-i İmran 3:55). Kur'an'ın hiçbir yerinde meleklerin ve Şeytan'ın İsa'nın yeryüzündeki otoritesine boyun eğdiğinden söz edilmez;

- Adem'i reddetmenin sonuçları İblis için ebedi lanettir (Hicre 15:34-35), ancak İsa söz konusu olduğunda, doğumundan 600 yıl sonra bile, insanlar halen herhangi bir dünyasal cezaya çarptırılmadan İsa'yı bir kâfir olarak ifşa ettiklerini iddia edebilmektedirler (Nisa 4:157).

Yukarıdaki listenin de gösterdiği gibi, İsaʼnın ʼG-Dʼ'si hem doğası hem de etkisi bakımından Âdemʼin yaratılışıyla sadece kısmi benzerlikler göstermektedir. Burada bütün bir türün yeni yaratılışı unsuru tümüyle eksiktir. İsa böylelikle sadece Âdem'in soyunun bir başka örneğidir; tek istisna, üremenin doğal kurallarına uymayan gebe kalışıdır. Normal olmamasına rağmen, sonuç güneşin altında yeni bir şey değildir. Adem'in yaratılışıyla bağlantılı olan olağanüstü konumu ve işlevi, İsa'nın 'G-D'sinde boşuna aramaktayız. İsa'nın 'G-D''sindeki durumu, Adem'in yaratılışından sonraki durumuyla aynı değildir.

Öte yandan gözlem (iii) lehine konuşan, İsaʼnın ʼG-Dʼ'sini açıkça betimleyen ayetlerin hiçbirinde (Bakara 2:117; Al-i İmran 3:47 ve Meryem 19:35) Ademʼin yaratılışı ile bir karşılaştırmadan bahsedilmemesi gerçeğidir. Buna karşın 'ol! (kun), ve oluverdi (fe-yekûn(u))ʼ ifadesinin kullanımı hakkındaki incelemelerimizin göstermiş olduğu gibi, Kur'an açıkça Âdem'in yaratılışını insanlığın yeniden dirilişiyle ilişkilendirir:

ʻİnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi? … Kendi yaratılışını unutup bize örnek getirmeye kalkışıyor ve “Şu çürümüş kemiklere kim can verecekmiş?” diyor. De ki: “Onları ilk başta yaratmış olan diriltecek. O yaratmanın her türlüsünü bilir” (wa-huwa bi-kulli khalqin `aliemun) … . Gökleri ve yeri yaratan Allah onların benzerini yaratmaya kādir değil mi? Elbette öyledir. O eşsiz yaratıcıdır, her şeyi bilir. Bir şeyi istediğinde, O’nun buyruğu “ol!” demekten ibarettir; hemen oluverirʼ (Yasin 36:77-82).4

İfadenin Kur'an'daki kullanımına dayanarak, Al-i İmran 3:59'da geçen ʻol! (kun), ve oluverdi (fe-yekûn(u))ʼ kelimelerinden İsaʼnın dirilişi ile ilgili olarak bir bağlantı çıkarmak oldukça mümkündür. Yani, ʻİsa (ikinci yaratılışı, Allahʼa dönüşü sırasındaki dirilişi bakımından) Allah nezdinde Âdemʼle aynıdırʼ anlamında. İsa'nın dirilişten sonraki durumu böylece Yunus 10:4'e göre, yeni yaratılış yönü açısından Âdem'in yaratılışındaki durumuna daha çok karşılık gelecektir:

'Hepiniz dönüp O’nun huzurunda toplanacaksınız, bu Allah’ın gerçek vaadidir (wa`da llaahi haqqan). O, baştan yaratır, sonra da yaratmayı tekrar eder ki, ...'


Seven heavens filled with people
Yedi gök insanlarla dolu

Al-i İmran 3:59'daki ʻol! (kun), ve oluverdi (fe-yekûn(u))ʼ ifadesi hakkındaki tematik tartışmamız, İsaʼnın Âdemʼin yaratılışına kıyasla durumunun mutlaka ʼG-Dʼsi ile ilgili olması gerekmediğini göstermiştir. Aksine, İsa'nın 'G-D'sindeki durumunun birçok yönü Adem'in yaratılışındaki durumuna karşılık gelmez. Bu kesinlikle Adem'in yaratılışı anlamında bir yeni yaratılış değildir.

Ancak, Adem'in yaratılışıyla yapılan karşılaştırma ve kelime tercihi, İsa'nın dirilişine yönelik yorumu gayet makul kılmaktadır. İsa Adem'le karşılaştırıldığında, bu iki seçeneğin hangisiyle - dünyevi yaratılışı mı yoksa ölümden dirilişi yönüyle mi – karşılaştırıldığını çözmek için Al-i İmran 3:59 ayeti etrafında daha fazla ipucu aramalıyız.


1 Hicr 15:28-29: ʻHani rabbin meleklere demişti ki: “Ben şekillenebilir özlü balçıktan, (şekil verilip) kurutulmuş çamurdan bir insan yaratacağım” demişti. “Onun şeklini tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim vakit siz de hemen onun için secdeye kapanın.”' (ayrıca bakınız Sad 38:72)


2 Enbiya 21:91: ʻİffetini korumuş olan kadını da an! Ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle âlem için bir işaret kıldık.ʼ (ayrıca bakınız Tahrim 66:12).


3 ʻÎsâ, kendisine lutuflarda bulunduğumuz ve İsrâiloğulları’na ilâhî kudretin örneği kıldığımız bir kuldur ancak.ʼ


4 Diriliş ikinci bir yaratılıştır: ‘Onlar, Allah’ın ölen birini diriltmeyeceğine dair en büyük yeminleri ettiler. Aksine bu, Allah’ın bizzat üstlendiği gerçek bir vaadidir, fakat insanların çoğu bilmez. Böylece Allah, hakkında ihtilâf ettikleri şeyi onlara açıklamayı ve inkâr edenlerin, yalancı olduklarını kendilerinin anlamalarını murat etmiştir. Biz bir şeyi murat ettiğimizde sözümüz “ol!” demekten ibarettir, o da hemen oluverir.’ (Nahl 16:38-40). Bakınız da Araf 7:29: '… İlkin sizi yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.' Yunus 10:4: 'Hepiniz dönüp O’nun huzurunda toplanacaksınız, bu Allah’ın gerçek vaadidir. O, baştan yaratır, sonra da yaratmayı tekrar eder ki, iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanları adaletle ödüllendirsin! İnkâr yolunu tutmaları sebebiyle münkirlerin nasibi ise kaynar bir içecek ve acı veren bir azaptır.'


Yorumlar


Yararlı bağlantılar
Sorumluluk reddİ beyanı
Kullanım Polİtİkası
  • Grey Instagram Icon
  • Grey Facebook Icon
Gİzlİlİk Polİtİkası
Şartlar ve koşullar

© 2035 by The New Frontier. Powered and secured by Wix

bottom of page